15 Ocak 2012 Pazar

Parçalı erik resmi 1


Kalabalık bağrışa çığrışa geliyor. Tornadan çıkmış çocuk sürüsü. Pek bir şeye de benzemiyorlar. Her okul çıkışında görmek mümkün bu amaçsız kalabalığı. Mevsim daha taze. İlk günleri ilkbaharın. Ağaçlar bir günde yaprağa bürünüyor. Sürpriz! Kalabalık ağaçtaki yapraklar kadar çok. Yapraklar kadar karışık.

Tezgâhlar gelmiş. Bahar da geldiğine göre geç kalmamış yine hiçbir şey. Her şey yerli yerinde. Okul zili, kalabalık, armalı kravatlar gevşek, gömlekler pantolonun içinde değil, yürüyüşler yengeç gibi yan yan… Tezgâhlar iki renk. İki tezgâh zaten, karşılıklı kurulmuş. Karşılıklı ama simetrik değil. Hayat gibi tezgâhlar. Birinin bir yerinde boyası akmış, diğerinin arka tekeri kırık. Biri bozlaşmış güneşten, biri daha yeni. Ama üzerlerindeki erikler taze. Çok taze. Can erik. 

Mukavva renginden kese kâğıtlarına doldurulmuş bilmem kaç liralık erikler, tezgâhların kenarlarına dizilmiş. Kalabalık hedef kitle. Gevşek kravatlılar hücuma geçiyorlar. Kese kâğıtları zımbalı ağızlarından kopartılıp açılıyor. Bilmem kaç yıllık karısının sutyeni gibi yastık altına sıkıştırılıyor gibi kese kâğıtları. Ah biri yere düştü işte çok sallamaktan. Erikler kısa sürede elden ele dolaşıyor. 

Gevşek kravatlılar durmuyor, yürüyorlar. Erik durarak yenmez diyor biri. Demiyor ben uyduruyorum. Birbirlerine bakıyorlar, gülüyorlar, baharın ilk haylazlığı sanki erik yemek. Yüzlerde fosforlu bir erik yeşilliği. Gülümsemeye yarıyor. Biraz sonra geçecek hepsi. Çekirdekleri yol kenarlarına düşecek, kaybolacak adımlar altında... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder